Toplumun %40’ı Depremin Türkiye’nin En Önemli Sorunu Olduğunu Düşünüyor

Ipsos Anti Kriz Monitörü Araştırmamızdan derlenen verilerle bu hafta; depremin ülke ekonomisini nasıl etkileyeceği, olabilecek Marmara Depremi için bireylerin endişeleri ve toplumun ruh haline ilişkin tutum ve davranışlar incelenmiştir.

6 Şubatta yaşanan Kahramanmaraş depremlerinden sonra toplumun %40’i için depremin Türkiye’nin en önemli sorunu olduğu öne çıkıyor. Ancak ekonomi yine bireylerin yarısı için en önemli sorun olarak devam ediyor.
27subat-3

Her 10 kişiden 8’i yaşanan bu depremin ülke ekonomisini olumsuz etkileyeceğini düşünüyor. 
27subat4

Yaşanan depremlerden sonra gerek yaşanılan il için gerekse de olabilecek Marmara Depremi için bireylerin endişesi oldukça yüksek. Her 10 kişiden 8’i bu konularda oldukça endişeli. 
27subat-5

Yaşanan depremler toplumun ruh halini de olumsuz etkiliyor. Bugün toplumun yarısı yorgun ve endişeli. Aynı zamanda üzgün ve bıkkınlık duyguları da öne çıkan diğer duygular. Bireylerin belirttiği tüm duygulara baktığımızda toplumun çoğunluğunun en az bir olumsuz duygu belirttiğini, olumlu bir duygu ya da  his belirten kişilerin ise oranının sadece %32 olduğu görülüyor. 
27subat-6

Bugün için bireylerin sadece %8’i herhangi bir STK’ya ya da derneğe üyeyken, şu an için üye olmayan bireylerin ¼’ü bir derneğe veya STK’ya üye olmayı düşünmeye başlamış. 
27subat-7

Ipsos, Türkiye CEO’su Sidar Gedik verilerle ilgili şu değerlendirmelerde bulundu; Yasını tutmaya devam ettiğimiz ancak bir yanda da aynı faciayı tekrar yaşamamak üzere tartışmaya başladığımız Kahramanmaraş depremlerinin üzerinden 20 gün geçti.

Deprem felaketi ülkemizin en önemli sorunları arasına yerleşti. Her on kişiden dördü ülkemizin en önemli sorunu doğal afetlerdir demeye başladı. Tabi bu büyük acıya rağmen hala toplumun yarısından fazlası en önemli sorun olarak ekonomiyi görmeye devam ediyor, bunu da atlamamak gerekli. Ekonominin hala bu kadar büyük bir sorun olarak görülmesinde depremin de ekonomiye ek olumsuz etki yapacağı endişesinin de payı var. Her on kişiden sekizi bu şekilde düşünüyor.
Her on kişiden sekizi yaşadığı şehirde bir deprem olmasından endişe duyuyor. Yine benzer oranda bir kitle bilim insanlarının uyardığı muhtemel Marmara depremine dair eskisine oranla daha yüksek bir tedirginlik içinde. 

Pandemi, enflasyon derken toplum uzun bir süredir genellikle olumsuz duygular içinde. Yine de gün içinde kendisini mutlu hisseden bir kitle vardı, Ocak ayında bu oran %27’ye kadar çıkmıştı. Arka arkaya yaşadığımız depremler, kaybedilen canlar toplumda bir süredir yaygın olan olumsuz duyguları daha da arttırdı, mutluluk duygusunu ifade edenlerin oranı da %8’e kadar geriledi. En yoğun hissedilen duygular endişe, yorgunluk ve üzüntü.

Deprem sonrasında bireyler destek için seferber oldular. O dönemde kurum ve kuruluşların oynadıkları rol öne çıktı, çünkü bireysel olarak başa çıkabileceğimiz bir olay değildi karşımızdaki. Araştırmamıza katılanların sadece %8’i bir sivil toplum kuruşuna üye. Depremler sonrasındaki toplumsal deneyim, geri kalan %92’lik kesimde her dört kişiden birini gelecekte bir STK’ya üye olma düşüncesine yönlendirdi. 

Toplumda devlet kurumları haricinde sivil toplum kuruluşlarının da yaygın ve güçlü olmaları çok kritik. İyi gitmediğini düşündüğümüz pek çok konuda yasal düzenlemeler mevcut olduğu halde sonuç alınamayabiliyor. Bunu, bina yapım kurallarının by-pass edilmesi ve depremde binlerce cana mal olan binaların yapılmasına olanak doğmuş olması ile bir kez daha gördük. Pek çok alanda daha iyi sonuçları “hataları kontrol ederek”, “yasaklar & cezalar üzerinden ilerleyerek” bir yere kadar elde edebiliriz, asıl amacımız hep birlikte “hatasızı üretmek” olmalı. Bunun için bilinçli bireylere ve örgütlü topluma ihtiyacımız var.

ARAŞTIRMA KÜNYESİ
    Ipsos Anti Kriz Monitörü: Araştırma 18 yaş üstü İBBS 1 düzeyinde 6 Şubat depreminden etkilenen 10 il hariç diğer illerde nüfusu temsil eden 800 birey ile 20-23 ŞUBAT 2023 tarihleri arasında online anket yöntemiyle (CAWI) gerçekleştirilmiştir. 
 

Toplum