Türkiye’de 10 Kadından 7'si Eşinden İzin Almadan Çalışamıyor

Ipsos tarafından gerçekleştirilen Anti Kriz Monitörü ile Türkiye’nin gündemini yakından takip etmek, toplumun memnuniyet ve beklentilerini anlamak, tüketim ve yatırım davranışlarını beraberinde gündeme ilişkin düşüncelerini ölçmek, farkındalık düzeylerini, endişelerini, değişen davranışlarını ortaya koymak hedefleniyor. Anti kriz monitöründe bu hafta; toplumda kadının yeri ele alındı. Kadın ve erkeğe eşit davranılmadığı, iş yerinde, ailede kadına olan tutum ve davranışlar gibi konular incelendi.

Türkiye’de kadın ve erkeklere eşit davranıldığını düşünen bireylerin oranı sadece %17. Ve geçen bir sene içerisinde bu görüşte bir değişiklik olmadığı görülüyor. 
7mart-3

Toplumda, ailede ya da iş yerinde kadın ve erkeklere eşit davranıldığı görüşünde olan bireylerin oranı %30 civarında. 
7mart-4

Kadınlara hem toplum içinde hem de aile içinde eşit davranılmadığını düşünenler çoğunlukta.
7mart-5

Toplumun %58’i kadınların eşlerinden izin almadan iş hayatına katılamadığı görüşünde. İş hayatında da ayrımcılığa maruz kaldığını düşünenlerin de oranı oldukça yüksek. 
7mart-6

Ipsos, Türkiye CEO’su Sidar Gedik verilerle ilgili şu değerlendirmelerde bulundu; Dünyanın en yoğun gündemine sahip ülkelerinden biri olduğumuzu düşünüyorum. Daha 1 ay önce ülkenin en önemli sorunu tek başına ekonomi idi. Ardından yürekleri yakan, ocakları söndüren deprem faciası ile alt üst olduk. Depremin yasını tutmaya, milyonlarca yurttaşımızın yaralarını sarmaya çalışırken gerçekleşen siyasi çalkantı gündemin ilk sırasına -maalesef- geldi oturdu. Tüm bu baş döndürücü gidişat içinde kadim sorunlar arka planda kaldılar. Kadın hakları sorunu bunlardan belki de en önde geleni. Dünya Kadınlar Günü, 167 yıl önce 8 Mart 1857’de New York’ta kadın dokuma işçilerinin daha iyi çalışma koşulları ve eşit işe eşit ücret talepleriyle başlattıkları grev sırasında çıkan yangında 129 işçinin hayatını kaybetmesi ile başlamış bir mücadele günü, bu nedenle Emekçi Kadınlar Günü olarak da kutlanmasını atlanmaması gereken çok önemli bir detay görüyorum.  

Ülkemize dönüp baktığımızda ister istemez daha temel bir noktadan başlıyoruz, kadın-erkek eşitliğinden… Her on kişiden altısı ülkemizde kadın ve erkeklere eşit davranılmadığı düşüncesinde. Bu kadar kötü bir resimde tek iyi nokta böyle düşünenlerin oranında geçen yıla kıyasla %5 oranında gerileme olması. Kadın-erkek eşitliğini sağlamaya yönelik yeterli yasal düzenlemelerin olduğunu söyleyenler ile olmadığını söyleyenler yakın oranlarda. Ancak uygulamada tablo olumsuz, kadınlara aile içinde veya iş yerinde eşit davranıldığını düşünenler azınlıkta, ancak on kişiden üçü bu şekilde düşünüyor.

Kadının karşı karşıya kaldığı en önemli sorunlardan biri de uğradıkları şiddet. Her on kişiden altısı kadınların hayatın her alanında erkek şiddetine maruz kaldığını düşünüyor, kadınlar arasında bu oran daha yüksek, her üç kadından ikisi bu düşünceye katılıyor. Kadına yönelik şiddetin cezasız kaldığını düşünenlerin oranı %68, her dört kadından üçü bu şekilde düşünüyor, alınması gereken önemli bir mesaj daha. Şiddet varken ve cezasız kalıyorken kadınların güvende hissetmemeleri de çok normal, on kadından yedisi dışarıda yalnızken veya yanlarında başka kadınlar varken güvende hissetmiyor. 

Toplumda ekseriyetle kadınların eğitimde, karar almada dezavantajlı oldukları düşüncesi hâkim. Peki kadınların iş yaşamına katılımında biz toplum olarak hangi noktadayız? 10 Şubat 2023’te yayınlanan son işgücü istatistiklerine baktığımızda kadınların işgücüne katılım oranının %36,6 olduğunu görüyoruz. Yani her üç kadından ikisi işgücüne dahil değil, işsiz olabilmek için bile öncelikle işgücüne dahil olmak gerekiyor, o üç kadından ikisi işsiz bile değil. İşgücüne dahil olabilen azınlık için de durum çok kötü, erkeklerde işsizlik oranı %8,2 iken kadınlarda %14,4. Kadınlarda işsizlik oranı erkeklerin 1.8 katı daha yüksek. Genç kadınların hali daha vahim, 18-25 yaş grubundaki her dört kadın çalışandan biri işsiz. Daha işin başlangıcında problemli bir noktada olduğumuzu düşünüyorum, her on kişiden altısına göre kadın ailesinden veya eşinden izin almadan çalışma hayatına katılamıyor. Araştırmamıza katılanların çoğunluğu, engelleri aşıp da işgücüne dahil olabilen kadınların işyerlerinde ayrımcılığa maruz kaldıklarını, aynı iş için erkeklerden düşük ücretler ile çalıştıklarını belirtiyor. 

Kadın hakları sorunu Cumhuriyetin ikinci yüzyılına girerken her türlü gelişimin önünde duvar gibi duran bir engel. Toplumun yarısını oluşturan bir kitlenin eşitlikten uzak olduğu, üretimin içinde olamadığı bu tabloda hep konuştuğumuz “çağdaş uygarlıklar” seviyesine ulaşmamız sadece bir hayal. İvan Gonçarov’un Oblomov romanındaki ünlü cümle geldi aklıma “Batıda, hayaller gerçekleştirmek için kurulur, doğuda ise gerçeklerden kaçmak için.” Kadın-erkek eşitliğine ulaşmak elbette bir hayal olmamalı, ancak gerçekleştirmek için de gerçeği görüp üzerine gitmeye ihtiyacımız var.

 

ARAŞTIRMA KÜNYESİ:
    Ipsos Anti Kriz Monitörü: Araştırma 18 yaş üstü İBBS 1 düzeyinde Türkiye nüfusu temsil eden 800 birey ile 1-3 MART 2023 tarihleri arasında online anket yöntemiyle (CAWI) gerçekleştirilmiştir. 
 

Toplum