Covid Bir Daha Kapanma Yaşatmayacak
Covid-19 salgınından dolayı ülkelerinde bir daha kapanma yaşanmayacağı görüşü tüm ülkeler ortalamasında %60. Güney Kore ve Çin bu konuda daha endişeli ülkeler.
Türkiye ise bu konudaki Endonezya’dan sonra en iyimser görüş bildiren 2. ülke. Her 4 bireyden 3’ü Covid’den dolayı bir daha kapanma yaşanmayacağı görüşünde.
Daha çok kişinin sanal dünyada hayatlarını geçireceği konusunda ülkeler oldukça farklılaşıyor. Ülkeler ortalamasında her 2 kişiden biri bu görüşe katılırken, Japonya’da bu görüşe katılanların oranı %25’e kadar geriliyor.
Türkiye’de bu görüşe katılanların oranı oldukça yüksek. Toplumun %72’si daha çok kişinin sanal dünyada hayatlarını geçireceği görüşüne katılıyor.
Haftada 4 gün çalışılmasının normal olması görüşüne katılmayanların oranı oldukça yüksek. Ülkeler ortalamasında bu görüşe katılanların oranı %37 iken, katılmayanların oranı %55. Hatta Japonya’da toplumun sadece %15’i bu çalışma düzeninin normal olacağını düşünürken %68’i bu görüşe katılmıyor.
Türkiye’de de bu görüşe katılmayanların oranı oldukça yüksek. Her 10 kişiden 6’sı bu çalışma düzeninin olmayacağını düşünürken sadece her 10 kişiden 3’ü bu değişimin olacağını düşünüyor.
2021 senesine göre ülkeler ortalamasında 6 puanlık bir artış olsa da insanların birbirlerine karşı daha toleranslı olacağını düşünen bireylerin oranı sadece %34.
Türkiye’de ise insanların daha toleranslı olacağı görüşüne katılan bireylerin oranı %26 ve geçen seneye göre bu görüşte 6 puanlık bir gerileme olduğu görülüyor.
Ipsos, Türkiye CEO’su Sidar Gedik verilerle ilgili şu değerlendirmelerde bulundu; Yılbaşı kavramına “kutlanmalı mı, kutlanmamalı mı” tartışmalarını bir kenara bırakıp baktık. Ve maalesef son birkaç yılda toplumumuzda giderek yükselen depresif ruh halinin yılbaşı gündemine de yansıdığını gördük. Toplumun yarıya yakın kısmı “eskiden yeni bir yıl başlarken heyecanlanırdım ancak bu sefer hiçbir heyecan duymuyorum” düşüncesinde. Heyecanımı eskisi gibi koruyorum diyenlerin oranı sadece %17. Özetle, yeni yıla dair içinde bir heyecan taşıyanların oranı %60’tan %17’ye gerilemiş halde. Hal böyle iken yılbaşı gecesi kutlama yapmayı düşünenlerin oranının da üçte birine düşmesine şaşırmamak gerek.
Hayat pahalılığı yılbaşı hediyelerini de vuruyor. Bu yılbaşında sevdiklerine hediye alacakların oranı ancak %12. Dört kişiden üçü kimseye bir hediye almayı planlamıyor, öte yandan hediye almayacak olan bu grupta her on kişiden dördü eskiden sevdiklerine yılbaşı hediyesi aldığını söylüyor.
Yeni bir yılın başlaması nedeni ile doğal olarak umutlar ve yeni başlangıçlar üzerine düşündüğümüz, konuştuğumuz yılbaşı gününe dair bu kez kafamız karışık. Umutlananların oranı ile umudu kırık olanların oranı birbirine çok yakın. Hatta öyle ki umutlananlar arasında bile yeni yılda yaşam standartlarının iyileşmeyeceğini düşünenler var. Yaşam standardında bir iyileşme olmayacağını düşünenlerin oranı olumlu düşünenlerin neredeyse iki katı.
Covid-19 salgını, yanı başımızdaki savaş, yüksek enflasyon, seçim atmosferi gibi gerilimli bir gündem içinde her on kişiden altısı yeni yıla dair umut içinde olmaktan dahi korktuğunu ifade ediyor.
Tüm bu sıkışmışlık içinde umutlanabilmek için bir çözüm ile karşılaşmak, ya da en azından çözümü hissetmek istemek çok anlaşılır bir şey. Ancak çözümü üretebilmek için de beklemek yerine umudu güçlü tutmaya devam etmek şart. Umudu kırık bir halde, hayali kurulan herhangi bir çözüme ulaşmak çok zor. Anton Çehov’un “Vanya Dayı” oyunundaki unutulmaz “Bizi çalışmak kurtarır” repliğine küçük bir ek yaparak bitireyim, bizi umutla çalışmak kurtarır.
ARAŞTIRMA KÜNYESİ:
2023 BEKLENTİLER Araştırması: 21 Ekim- 4 Kasım tarihleri arasında Ipsos Online Panel sistemi aracılığıyla dünya çapında 36 ülkede gerçekleştirilmiştir. Örneklem, çoğu ülkede 16-74 yaşları arasında , Amerika, Kanada, İrlanda, İsrail, Malezya, Güney Afrika ve Türkiye’de 18-74 yaşları arasındaki 24,471 yetişkini kapsamaktadır. Araştırmaya Ipsos Online Panel üzerinden bazı ülkelerde 1000, Türkiye dahil bazı ülkelerde de 500 kişi çalışmaya katılmıştır. Türkiye'deki örneklem daha çok şehir merkezinde yaşayan, eğitimli ve daha yüksek gelirli vatandaşları kapsamaktadır. Sonuçlar internet erişimi olup online anket doldurabilen nüfusun yanıtları olarak değerlendirilmelidir.