Yeni Medyada Dönüşüm ve Algı
CEO’muz Sidar Gedik, “Yeni Medyada Dönüşüm ve Algı” başlıklı makalesini Bloomberg Businessweek Türkiye için kaleme aldı.
Toplumları yöneten güçler sıralandığında ilk ola¬rak yasama, yürütme ve yargı deriz. Sonrasında ise medya gelir. Dijital kanalların hayatımıza girmesiyle biçim değiştiren medya araçları ile günümüzde olağanüstü büyük yatırım gerektirmeden milyonlarca kişiye ulaşmak mümkün. Bu koşullar sadece doğru bilginin değil yanıltıcı bilginin de yayılma hızını artırdı. 2017 yılının kelimesi olan Fake News, yedi yıl içerisinde hayatımızın olağan akışının bir parçası haline geldi. Bu da bir güven sorunu ile karşı karşıya kalmamıza yol açtı.
Algoritmalar doğru içerikten ziyade kullanıcı etkileşimini artırmayı amaçladığında sansasyonel, kutuplaştırıcı, yanıltıcı paylaşımları viral hale getirebiliyor. Yanıltıcı haberlerin küresel ölçekte en bariz etkisini COVID-19 pandemisi sırasında hissettik. Yayılan yanıltıcı bilgiler aşı tereddüdünün artmasına yol açtı. Maske takmak ve aşı olmak gibi bilimsel olarak desteklenen sağlık önlemlerine yönelik inkarcılık ve şüphecilik, etkili müdahalelerin önünde engeller yarattı. Üretken yapay zekânın hızla gelişmesi ile sahte haberlerin yayılma riski daha da arttı. Yapay zekâ araçlarını kullanan sahte hesaplar, sosyal medya kanallarının akışlarına kolaylıkla ve sorunsuz bir şekilde karışarak, üstelik de çok daha gerçekçi ve fakat yanıltıcı içerikler üretebiliyor.
Türkiye’yi Anlama Kılavuzu 2024 sonuçlarına göre, ülkemizde her iki kişiden biri günde 2 ila 4 saatini internette geçiriyor. İnternette geçirilen sürede yapılan aktivitelerin başında sosyal ağları kullanmak geliyor (%51). Dizi ve film izlemek için internet kullananların oranı %17 iken gazete ve dergi okuyanların oranı %13. İnternet ve sosyal ağlar bu denli hayatımızın içindeyken, maruz kaldığımız bilginin yanıltıcı olup olmadığını ne kadar ayırt edebiliyoruz? ,
Makalenin tamamını okumak için buraya tıklayınız.