Ev Sahibi Olmak ya da Olmamak

Ipsos, 29 ülkeyi kapsayan yeni araştırması Ipsos Konut Monitörü ile bireylerin konut sahipliği ve gelecek beklentilerine dair algılarını, ayrıca konut koşullarını iyileştirme çabalarına yönelik düşüncelerini kapsamlı bir şekilde inceliyor.

Önce pandemi, ardından gelen ekonomik kriz, tüm dünyada evlerimizin hayatımızdaki yerini yeniden tanımladı. Sadece dinlenmek ve vakit geçirmek için kullandığımız alanlar, bir anda çalışma, eğitim, sosyalleşme ve hatta eğlence merkezlerimiz haline geldi. Evde geçirdiğimiz zaman arttı ve yaşam alanlarımızın önemi daha da belirginleşti. Öte yandan, konut krizleri, ev sahibi olabilme koşulları, kira artışları ve kiracı-ev sahibi ilişkileri gündemimizden hiç düşmedi.

Son yıllarda yeni kurulan hanelerde kiracı olma oranı giderek artıyor. Bunun arkasında birden fazla dinamik yatıyor. Bir yandan ekonomik koşullar konut satın almayı her zamankinden daha zorlu hale getirirken, diğer yandan toplumun demografik yapısında önemli değişimler yaşanıyor. Özellikle tek kişilik hanelerin sayısı dikkat çekici bir artış gösteriyor. TÜİK verilerine göre tek kişilik hanehalkı sayısı son 10 yılda %71 oranında artarak 2024 yılı itibarıyla 5,3 milyon kişi olarak hesaplandı. 

Makalenin tamamını okumak için buraya tıklayabilirsiniz.

Toplum