Marifet Uçakta Değil, Pilotta!
It’s Not the Plane Sir, It’s the Pilot”
#TopGunMaverick
Bugünkü konumuz Üretken Yapay Zekâ (GEN AI) ve hepimizin aklında ne zaman yerimizi alacak acaba sorusu var değil mi? Ancak ilk sormamız gereken soru bu mu? Belki de Roy Charles Amara’nın dediği gibi "Teknolojinin kısa vadede getirdiklerini abartıp uzun vadede getirdiklerini küçümseme eğilimindeyiz” kim bilir? Belki de ilk soru “bütün bu gelişmeler içinde benim ve insanlığın rolü nedir, ne olmalı”dır. Yine de sonda söyleyeceğimizi hemen belirtelim, rahatlayalım; gelecekte yerimizi alacak birisi varsa, bu yapay zekâ değil, yapay zekâyı daha iyi kullanan kişi ya da kişiler olacak.
Eminim ki birçoğumuz Top Gun Maverick’i izledik. Rooster kendi uçuş stilini savunurken ve düşman uçağı ile "köpek (it 😊) dalaşı" için kendisine fazlasıyla güvenerek “it’s not the plane sir, it’s the pilot” derken, Maverick istemeden de olsa kalbini kırmıştı. Aslında tek amacı ona sahip çıkmaktı, zira Rooster’ın babasının ölümünden halen kendisini sorumlu tutuyordu. Tarih tekerrürden ibaret malum, bu sefer görev esnasında Maverick ile Rooster aynı uçaktaydı; yine zor bir durumda, Maverick sadece kendisi olsa gözünü kırpmadan geçeceği saldırı moduna, Rooster babasının kaderini paylaşmasın diye girmek istemiyordu ancak Rooster’ın Maverick’e güveni tamdı.
Maverick için geçmişin izlerinden sıyrılmanın yolunu, kendisine çok eski model bir uçak içerisinde (F14), son model düşman savaş uçağına karşı, yine önemli olanın kullandıkları makine değil, pilotun kendisi olduğunu hatırlatan Rooster açtı. Bu iki önemli sahnede hepimizin tüyleri diken diken olmuştur.
Üretken Yapay Zekâ ile bugün pazar araştırması, içgörü ve strateji alanlarında büyük bir devrim yaratma potansiyeline sahibiz. Ancak, insan zekâsının (HI) doğru şekilde yapay zekâyı (AI) yönlendirebilmesi ve bu gücü etkin bir şekilde kullanabilmesi son derece önemli. İşte bu yaklaşım, gerçek etkin yapay zekâ sonuçlarına ulaşmamızı sağlayacak olan temel prensiptir. Örneğin, bu teknolojik devrimde, HI + AI bir araya gelerek yarattığı güncel birçok Üretken Yapay Zekâ modelini, veri güvenliğini kaybetmeden, uzun yıllar süren tecrübelerini ve bilgi birikimlerini / kurumsal hafızalarını da sürece dahil ederek kullanabilen kişiler ve firmalar, eşsiz bir yardımcıya sahip oldular.
Bununla beraber halen Türkiye’de Yapay Zekâ uygulamalarını sadece ismen dahi olsa bilen kişi oranı yüzde 44; yapay zekâyı bilenlerin ise sadece yüzde 27’si birkaç uygulama adı biliyor ve / veya bu uygulamaları az da olsa denemek için kullanmış (Ipsos Gündeme Dair araştırması, TR temsili, 800 kişi).
Dünyanın saygın şirketlerinden 135 üst düzey yöneticiden oluşan Ipsos İtibar Konseyi ile yapılan araştırmaya göre (Eylül 2023), bu yöneticilerin yüzde 87’si yapay zekânın iş yapış biçimlerini ciddi şekilde değiştireceğini belirtiyor ancak sadece yüzde 24’ü henüz günlük işlerinde yapay zekâyı anlamlı şekilde kullandıklarını söylüyor.
Dolayısı ile Yapay Zekâ, acaba işimizi ne zaman elimizden alacak demeden önce, gerçekten bu teknolojiye nasıl adapte olup, geleceği inşa ederken bizim yerimizin ne olacağını düşünmeye ve şekillendirmeye başlamalıyız sanki, değil mi?
Hatta, gelecekte insan ve yapay zekânın ortak yaşamının nasıl olacağını Üretken Yapay Zekâ platformumuz Ipsos Facto’ya sorduğumuzda bize “gelecek ne kadar gelişmiş teknoloji içerir içersin, sonunda insanların elinde şekillenecek; bu nedenle robotlar aramızda gezerken bile en önemli şey insan olmanın ne demek olduğunu hatırlamak olacak” dedi ve ekledi “Kim bilir, belki de yakında bir mekanda kahve siparişi verirken, birbirimize içtenlikle “nasıl gidiyor” diye sorarız” dedi 😊
Üretken Yapay Zekâ & İnsan Zekâsı
Geçmişten bugüne olan gelişimleri de düşünürsek, Predictive (tahmine dayalı) AI destekli veri analizi, makine öğrenmesi modelleri ile başlayan ve uzun yıllardır devam eden bir gelişme yaşadık ve Üretken Yapay Zekâ ile de büyük bir ivme kazandık. Bundan 40-50 yıl önce, araştırma ve içgörü dünyamız yavaş ve kısıtlıydı. Teknolojinin gelişmesiyle, internetin yayılmasıyla birlikte, veri toplama ve analiz yöntemlerimiz, süreçlerimiz hızlandı ve genişledi. Ancak unutmayalım ki bu teknolojiyi yönlendiren ve kullanılabilir hale getiren yine insan zekâsıydı. Sıradan büyük dil modelleri ile gerçek tüketici deneyimini tanımlamadan, güncel verileri öğretmeden ya da ürünümüze/ kategorimize spesifik hedef kitleyi tanımlayarak kurguyu yapmadan, doğru içerik üretmek çok zor.
Pizzayı yerken uzayıp giden peynirin, çıtır kaplamalı bir etin ya da kokteylin içindeki buzun damağınızda bıraktığı hissi, hazzı ve mekânın deneyimini yapay zekâ nasıl bilecek?😊 Gerekli maharetleri gösteren de insanın kendisi.
Peki tüm sektörleri düşünürsek, HI + AI ilk aşamada hangileri için daha kritik olacak, aklımızdaki bir başka soru tabii. 31 ülkede, yaklaşık yürmi üç bin kişi ile gerçekleştirilen Ipsos Global Advisor (haziran 2023) çalışmasına göre, dünya vatandaşlarının yüzde 66’sı, yapay zekâ kullanan ürün / hizmetlerin önümüzdeki 3-5 yıl içinde günlük yaşamlarımızda köklü değişiklikler yaratacağını belirtiyor. Türkiye’de Üretken Yapay Zekâyı bilen kişilere yapay zekâ uygulamalarının en çok etkileyeceğini düşündükleri üç sektörü sorduğumuzda ise, tahmin edeceğiniz üzere başı yüzde 61 ile Bilişim Teknolojileri çekiyor. Bunu takiben yüzde 34 ile Silah / Savunma sanayii, yüzde 28 ile Bankacılık, yüzde 26 ile Sağlık sektörü ve Hizmet sektörleri geliyor.
Toplum içerisinde 25 yaş üzeri bireylerin en az yüzde 60’lık bir oranı yapay zekâ uygulamaları nedeniyle işsiz kalmaktan korkuyor ya da kendi nesli için bir şekilde tehdit oluşturacağına inanıyor olsa da, gençler bu teknolojiden büyük bir beklenti içerisinde. Yapay zekânın gelişimi ve iş hayatına etkisini sorguladığımızda 18-25 yaş grubunun yüzde 64’ü, kendi jenerasyonları için çok büyük bir fırsat sunacağını belirtiyor. ATA’mız boşuna dememiş “Ey yükselen yeni nesil, istikbal sizindir”
Henüz daha halen erken aşamalardayız tabii;
Quantum – süper bilgisayarların hayatımıza daha fazla entegre olması ile yepyeni bir kapasite, çok daha geniş ufuklar bizi bekliyor. Birlikte uçağı çok daha yükseklere uçuracağız 😊
Not: Yapay zekâ teknolojileri sunduğu avantajların yanı sıra bazı etik sorunları da beraberinde getiriyor. Yapay zekâ teknolojilerinin hızlı gelişimi, bu alanda yasal düzenlemelerin ve politikaların oluşturulmasını da gerektiriyor. Birçok ülke, yapay zekânın etik kullanımını, veri güvenliğini ve algoritma şeffaflığını sağlamak için yasal çerçeveler oluşturmaya çalışıyor. Avrupa Birliği'nin Genel Veri Koruma Yönetmeliği (GDPR) gibi mevcut düzenlemeler, yapay zekâ uygulamalarında veri kullanımını düzenlemeyi amaçlıyor. Ancak, yapay zekâ teknolojileri sürekli olarak geliştiği için, yasal düzenlemelerin de bu gelişmelere ayak uydurması ve güncellenmesi gerekiyor. Yapay Zekânın etik kullanımı, düzenlemeler ve HI + AI geleceğin birlikte inşası da bir sonraki köşe yazımızın detayları olsun 😊